25.04.2015

Herkese mandala..anne-çocuk-mandala aşkına:D

Bir mandala çılgınlığı sardı ki yurdumu sormayın gitsin..Yoksa sizin hala bir mandala kitabınız yok mu???? Ben de bu sıralar ailemin üzerinde gezen kara bulutlar yüzünden iyice daralmıştım ki meditasyon niyetine mandala boyamak istedim,ama nasılsa bir türlü civar kitap evlerinde şu meşhur Johanna Basford'un Esrarengiz Bahçe kitabını bulamadım..Bütün Ankara rahatlamak için mandala yapmaya karar vermiş gibi..Neyse ben de şimdilik vazgeçtim almaktan, aldım annemin çeyizim için ördüğü dantellerden bir tane önüme,açtım Mozart'ı ve başladım çizmeye..Bilmeyenler iyice merak etmişlerdir şimdi bu mandalanın ne olduğunu.
Radikal gazetesinin Radikalist sayfasından alıntı yapıyorum:

Mandala, Hint kökenli dinlerde metafizik veya sembolik bakımdan meta veya mikro kozmosu gösteren şekillere verilen ad. Mandala'da bu şekiller belli bir düzene göre boyanarak yapılıyor. Daire veya kare şeklinde olan ve her şeyin mistik merkezini sembolize eden mandalalar meditasyon nesnesi olarak kullanılabilmekte. Kelime anlamı olarak da mandala Sanskritçede çember, daire anlamı taşıyor. İçinde geometrik desenlerin bulunduğu bir daire; kötü veya karanlık güçlerin içine giremeyecekleri arınmış bir alanı, daha geniş bir anlamda ise evreni simgeler. Ayrıca Mandala, hayat çemberi anlamına gelir. Merkezi noktası olan alanın doğduğumuz yer olduğuna inanılır. Mandalalar daima gelişebilir ve büyütülebilirdir. Dolayısıyla gelişen, farklılaşan mandalaların hayattaki yolumuz olduğunu da düşünebiliriz. Başka bir deyişle, Mandalalar sonsuzluğa giden bir yol haritasıdır.
Evren, dünya, güneş, ay, çiçekler, vücut hatlarımız yuvarlaktır. Örneğin göz bebeklerimizin yuvarlak olmasının nedeni, görüş alanımızın genişlemesi içindir. Mandalalar hayatımızın gelişen süreçlerini simgeler. İçten dışa doğru yuvarlak olarak büyümesi, kendimizi, hayatımızı, yaşadığımız dünyayı değiştirme potansiyelimizin de büyümesi anlamına gelir.
Her ne kadar Hint kökenli kültür ve dinlere dayandığı söylenilse de ben ülkemde yüzyıllardır yaygın olduğunu ve kültürümüzün bir parçası olduğunu iddia ediyorum..Öyle ki açın çeyizlerinizi,ya da bir çoğumuz annesinin anneannesinin evinden,sandığından bilir dantelleri,dantel motifli kanaviçe,örgü,oya,kıyafet, ve hatta bir çok seramik üstündeki motifler mandala çizimlerine çok benzer..Aslında amaç olmasa da işlevi çok benzer bence..Dantel örerek rahatlar,düşüncelere,hayallere dalar  kadınlarımız, bir çeşit meditasyondur yaptıkları..Şimdi batı, doğuya ait bu kültür öğesini farklı bir konseptle yeniden doğuya satıyor da denilebilir belki..Olsun, amaç rahatlamak,sakinleşmek,özünle buluşmak ise ve bunu nasıl yaptığımızı unutmuşsak, varsın bir başkası bize hatırlatsın.. Kabul. 



Mandala,şekil,figür çizme ya da boyama değil sadece, çok farklı materyallerle de mandala figürleri yapılabiliyor. Pinterest'de  bir çok örnek mevcut.




Gelelim bunu çocuklarımızla nasıl etkili bir hobi haline getirebiliriz sorusuna..Malum içinde olduğumuz çağ,sistem, toplum bizler gibi çocuklarımıza da stres yüklüyor. Onlardan çok şey bekliyoruz ve bunaltıyoruz. O halde gelin onları dinlenmek için teknoloji ile baş başa bırakmak yerine sanat,spor ya da böyle basit ama dinlendirici uğraşlara yönlendirelim.Henüz küçükken boyama kitaplarının yanı sıra mandala figürleri de koyalım önlerine,ve çaktırmadan öğretelim renklerle,şekillerle,figürlerle özlerine,benliklerine odaklanmayı. Hem böylece çağımızın hastalıklarından konsantrasyon eksikliğinin de önüne geçebiliriz. Açın sakin bir müzik, hatta varsa bahçeniz atın minderleri dışarı, alın siz de çocuğunuzla beraber kalemlerinizi,boyalarınızı, ve beraberce dalın ruhunuzun,beyninizin kıvrımlarına..Boyayın sıkıntılarınızı,sorularınızı ya da sevincinizi doğanın tüm renkleriyle..Yarım saatlik böyle bir meditasyon kimi rahatlatmaz ki??

Ben çocuklar için bir kaç mandala şablonu ekliyorum buraya,siz google'dan da indirebilirsiniz.. Gerçi bir çok kitapçıda da var zaten bu tarz boyama kitapları, Esrarengiz Bahçe en çok bilineni olsa da Tubitak yayınlarının da Herkes İçin Boyama Kitapları da gayet güzel ve daha hesaplı..
Hadi bakalım, keyifli vakitler:D










24.04.2015

Çocuk kitabı alırken nelere dikkat etmeli?


Rüzgar 15 aylık olduğunda artık kağıt sayfalı kitapları yırtmaya çalışmadığını fark ettim. Tabii o zamana kadar ben sürekli instagramdan, bloglardan ve kitap evlerinde çocuk kitaplarını araştırmaya,tavsiyeleri,beğendiklerimi,mutlaka kitaplığında olmalı dediklerimi bir kenara not almaya başlamıştım..Zaten bünyemde fazlasıyla var olan çocuk edebiyatı aşkı da depreşince artık elime her telefonu,tableti ya da bilgisayarı aldığımda kitap satan siteleri,yorumları,eleştirileri okur oldum..Çocuk edebiyatı,yazarlar ve illustratörler üzerine öyle derine girmeye başladım ki; artık bir illustrasyon gördüğümde kesin şu çizer çizmiştir, ya da bir yazarın kitabını gördüğümde içeriğine bile bakmadan kesin güzeldir demeye başladım -ki bu hiç adetim değildir.
Çocuk kitapları konusunda tabii ki bir uzman değilim,lakin edebiyat eğitimi almış,kitaplarla ve çocuklarla yakın ilişki kurmuş bir öğretmen ve anne olarak, çocuklardan ve çocuğumdan da gözlemlediklerim kadarıyla ben kitap seçerken titiz olunması gerektiğine inanırım..Nasıl çocuğumuza yedirdiklerimizin içeriğine,ambalajına,tarihine çocuğumuzun beden sağlığı için dikkat etmek zorundaysak,kitap,dergi ve oyuncak seçimlerinde de onun ruh sağlığı,hayal dünyası ve ufkunu etkileyeceği için  "amaaan kitap/dergi/oyuncak işte, resimli,renkli,süslü püslü,daha ne olsun" diyerek özensiz olmamalıyız..Zira çocuğun bugününü ve geleceğini doğrudan etkileyen faktörler bunlar..

Malum, kitap-dergi gibi yayınlar da bir pazar ve bu pazarda iyi kötü bir çok ürün bulunmakta..Çocuklar büyüdükçe kendi seçimlerini ambalaj,popularite,özenme gibi faktörlerden etkilenerek yapacaklardır ve çizgi film karakterlerine,anlamsız figür ve içeriklere sahip dergi&kitapları daha cazip bulabilirler ama en azından henüz onlar küçükken ve seçimleri biz yapıyorken bazı niteliklere dikkat ederek almalı ve mümkün mertebe çocuklarımızı da böyle yönlendirmeliyiz diye düşünüyorum..Ben bir kitap ya da dergi alırken şunlara dikkat ediyorum:

1. Kitabın kapak/sayfa kalınlığı(karton kapak,ciltli,sünger kapak,kalın sayfa ya da ince kağıt) çocuğumun yaş ve hareketlerine uygunluğun mu?? Çünkü yırtıp yutma gibi durumlar muhtemel ve önemli.
2. Kitap hareketli ya da interaktif özelliklere sahip mi? Özellikle 2 yaş altı çocuklar dokun-hisset türü kitapları,hareketli kanatçık,kapakçık ve farklı dokulara sahip kitapları daha çok seviyorlar..
3. Kitap bol resimli az yazılı mı?? Bebek ve çocuklar için yazılandan çok gördükleri,hissettikleri ve duydukları önemli..
4. Sesli kitap ise sayfalarda yazılanları okuyan türde bir kitap mı(biz denemeden aldık böyle bir kitap ve çok sıkıcı bulduk) yoksa daha çok melodik,şarkı,doğa-araç sesleri olan bir kitap mı??
5. Kitap sayfa sayısı çocuğun yaşına uygun mu?? Rüzgar çok sayfalı kitaplarda kendisi kapatıyor kitabı ve "bitti" diyor.
6. Resimler çocuk kitaplarında içerikten çok daha önemli ve tamamlayıcıdır her zaman. Çizerin çizim tekniği,renk seçimleri ve hikayede bulunmayan tamamlayıcı detayları resmetmesi çocuğun hayal dünyası için daha elzemdir. Hele de küçük çocuklarda çoğunlukla resimler üzerinden anlatılır masal. Biz Rüzgara kitap okurken öyküye sadık kalmadan çoğu zaman çizgileri okuyoruz, figürleri konuşturup tanıtıyoruz.
7. Kitap bir şey öğretmeye mi çalışmış,yoksa dayatmaya mı çalışmış?? Öğretici ise bunu çaktırmadan,sıkmadan, çocuğa düşünme hakkı tanıyarak mı yapmış yoksa klasik cümlelerle,doğrudan ders vermeye mi çalışmış?? Ben şahsen herhangi bir din,ideoloji,marka ya da ürün hakkında doğrudan ya da dolaylı bir cümle,kelime,resim,ima sezersem hemen bırakıyorum kitabı..Çünkü burada benim görevim çocuğuma kendi kararlarını vereceği zamana kadar genel geçer erdemler,ahlaki unsurlar,bilimsel gerçekler dışında bir yönlendirme yapmadan, bir fener görevi görerek sadece yoluna ışık utmak,asla yolunu belirlemek değil..
8.Edebi bir değeri var mı kitabın?? Bu tabii ki göreceli olmakla birlikte bazı olmazsa olmaz edebi unsurları barındıran kitaplar tercih önceliğimdedir.
Kitaptaki karakterler,mekan,olay örgüsü,yazarın seçtiği dil,kafiyeli,tekrar eden kelime ve cümleler içermesi,çeviri ise dilimize doğru aktarılmış mı, kültürümüze adapte edilmiş mi?? Tüm bunlar Rüzgar efendinin kitap okumayı sevmesi için,gurme olabilmesi için çok çok önemli..
9. Kitabın yayın evi de çoğu zaman alacağım kitap hakkında bana ipucu veriyor.
10. İngilizce kitaplar da okuyorum Rüzgar'a. Açıkçası onların hikayelerinin içine giremiyor henüz.Kitabın resimleri daha ilgisini çekiyor. Zaten şimdilik benim önceliğim ona dil öğretmek değil,kulak dolgunluğu olsun yeter. Ama onlarda da kafiyeli ve tekerlemeli olmalarına dikkat ediyorum.
 Bunlar şimdilik aklıma gelenler.. Başka bir yazıda da kitapları nasıl okuduğumdan ve hikaye anlatıcılığından bahsedeceğim..
Takipte kalın anacımmm:))