27.02.2015

X ve Y`nin Z ile imtihanı..



Merhaba Y kuşağı sakinleri ve Z kusağı ebeveynleri..
Lütfen benim için X kuşağı yakınlarınıza ve ya `sessiz kuşak` tan anne - babalarınıza bir sorar mısınız, acaba bu bitmeyen büyüme atakları, sancılı sendromlar sadece Z kuşağına mı özgü yoksa bu Z lilerin değil de biz Y lilerin uydurduğu birşey mi??? Zira bu aralar bizim evde bir X,Y,Z çatışması patlak vermek üzere de...

 Eminim şimdi bir çoğunuz neden böyle çok bilinmeyenli matematik denklemi gibi konuştuğumu merak ediyorsunuzdur.Ama durum biraz da öyle ve maalesef benim matematiğim de pek iyi sayılmaz..Hemen probleme açıklık getireyim o halde..

Konuya ilk olarak şu bilinmeyenlerden başlayayım..X,Y,Z ve sessiz kuşak terimleri benim uydurduğum birsey değil elbet;dünya genelinde kuşaklara verilmiş adlar bunlar. Olayın özü şöyle ki; anne-babalarımiz (1945-1964) sessiz kuşak mensupları, 1965-1980 aralığında doğanlar X kuşağı sakinleri, 1981-2000 yılları arasi doğan ahali -yani en yaşlısı 34 en genci 14 yaşlarında olan bizim kuşak Y ve biz Y lilerin çocukları olan yepyeni nesil 2000 sonrası çocuklar da Z.. Bu kuşakların özelliklerini az çok kendinizden ve çevrenizden gözlemleyebiliyorsunuzdur.Genelinde sakin, sebatkar,uyumlu bir nesilmiş bizim ebeveynlerimizin ssesiz kuşağı. Teknoloji ile imtihanları siyah-beyaz TV, merdaneli çamaşır makinesi,çevirmeli ev telefonu kadarmış..X kusağı ise sokaklarda rahat rahat geç saatlere kadar oynamis, tek kanalli yayından çok kanalli renkli TV ye geçmiş, ilk kez otomatik çamaşir makinesi ile müjdelenmiş, ve kocaman cep telefonlari ile çağ atlamış bir kuşak.. Y kuşağı ise doğumundan yetişkinliğine kadar bir çok teknolojik yeniliğe şahitlik etmiş,kendini önceki kuşaklara anlatamamış, internet ve sosyal medya bağımlısı,öyleki üzerinden bütünleşerek neredeyse devrim bile yapabilen, önceki nesillerden tamamen farkli, bir yandan daha aydinlik, daha yenilikçi,pratik ve çok yönlü öte yandan daha tehlikeli,daha asosyal,daha baş kaldıran, daha unutkan bir nesil..Z kuşağı ise DNA sında teknoloji olan,internete, akıllı telefonlara,tabletlere doğan,ışık çağı bebeleri..


Artık problemin tarihçesini bildiğimize göre gelelim problemin kendisine..benim güzel,sakin çekirdek ailem X kuşağının son demlerini yaşamış bir babadan, Y kuşağından bir anne ve Z kuşağının en taze üyelerinden bir bebekten oluşuyor.Lakin bugünlerde Ruzgar bebenin artık 20. ayına girmesiyle sakinliğimiz yerini hareketli ve biraz da stresli günlere bırakıyor gibi. Anlayacağınız bizim hanede `terrible two`çanları çalmaya başladı.. Şimdi ben çok araftayım,acaba bu Z kuşaği bebelerinin bitmek bilmeyen büyüme atakları, sendromlari vs yeni türemiş,sadece onlara has bir durum mudur,yoksa biz teknoloji bağımlısi,bebeğe dair sanal gerçek alemde ne var ne yoksa her yönden tüketen Y kuşağı annelerin uydurduğu bir şey midir???
Hani bilelim de ona göre önlem alalım di mi:-) :-) :-) :-)



20.02.2015

maria montessori ve montessori aktiviteleri..

Maria Montessori adini cocugu olan yeni nesil annelerin bir cogunun bildigini saniyorum. Kendisi 1870-1952 yillari arasinda yasamis bir italyan bilim insani ve egitimci.Kurucusu oldugu bu alternatif egitim metodu dunya capinda kabul gormus ve yillardir bir cok ulkede yaygin vaziyette kurum ve ailelerce uygulanmakta.. M.Montessori  yontemi nedir, nasil isler, neyi amaclar sorularina internette bir cok web sitesi,blog ve ya kitap ve makalelerden rahatlikla detayli cevap bulunabilir. Ama benim anladigim kisaca; bebege dogdugu andan itibaren bir birey gibi yaklasan,ona ve ozgurluklerine saygi duymayi benimseyen, bebegi/cocugu yetiskinlerin hayatina ayak uydurmak zorunda birakmadan, onun yasam alanlarini ona ve ihtiyaclarina gore onceden sekillendimeyi baz alan bir yontem. Bu ekole gore cocuk kimsenin dayatmasi, zorlamasi olmadan, hayati kendisi icin uygun hale getirilmis bir cevrede kendi kendine ogrenebilmeli. Yani daha bebekken bile yer yataginda yatirilip, istediginde kalkip rahatca hareket edebilmeli,kiyafetleri, oyuncaklari,kitaplari vs. hep onun ulasabilecegi ve duzenli bir sekilde konumlandirilmali,devasa ve kalabalik mobilyalar,karmakarisik cin mali elektronik oyncaklardan ziyade cocugun ihtiyaci kadar esyalar iceren, ince-kaba motor gelisimini destekleyen ahsap oyuncaklar tercih edilmeli ki cocuk ozgur ve kendi isini kendi gorebilen bir birey olabilmeyi basarsin. Oyunlar ve aktiviteler cocugun rahatca hareket edebildigi, kendi hizina ve kapasitesine gore ilerleyen, egitmen ve ya ebeveyn tarafindan onceden hazirlanmis materyaller kullanilarak , kontrollu bir ortamda gerceklestiriliyor. Tum bu etkinliklerin amaci da cocugun sonuctan ziyade surecten haz almasini saglamak ve bir konuda basarili ya da basarisiz oldugunu kendi deneyimleyerek ogrenmesine olanak sunmak.

M. Montessori ekolunun disinda da alternatif egitim metodlari mevcut. Waldorf , Reggio Emilia, Summerhill gibi Avrupa ve Amerika`da yillardir mevcut egitim sistemine alternatif olarak turemis ekoller son yillarda Turkiye`de de var. Ama zannimca en yaygin ve mevcut egitime daha kolay entegre edileni Montessori teyzemin sistemi. Ben bu saydigim sistemleri uzun zamandir yerli yabanci yayinlardan faydalanarak inceliyorum. Malum egitim onemli ve hali hazirdaki egitim sistemimiz icler acisi..Vardigim kanaat ise hic bir ekole tamamen bagli olmadan, sahip oldugum sosyal ve kulturel ortamlari da baz alarak kendimce elimden gelen en uygun sekilde yetistirmek oglumu..Cunku her birinde icime sinmeyen noktalar, kafami kurcalayan ve suphe uyandiran hususlar var maalesef.

Montessori yaklasimini baz alan ana okullari,kres ve oyun atolyeleri cokca var yurt genelinde. Ben bir cok fikir ve yontemini de dogru buldugum icin Ruzgar la evde bolca montessori aktivitesi yapiyoruz. Oyunlar icin kaynak ve gorselleri instagram,pinterest,facebook ya da bir cok blogdan ediniyorum. Ruzgar in yasina uygun oldugunu dusundugum etkinlikleri genellikle o uyurken hazirliyorum, sonra da beraberce egleniyoruz..Bu arada bu yaklasimin en guzel yanlarindan biri debaktivitelerin az ve ucuz,kolay bulunabilen malzemelerle yapilabilir olmasi..

Buyrun bunlar da bizim oynadigimiz oyunlardan bazilari..bir cogunun resmini cekmemisim malesef..Su karli soguk gunlerde bebeleri evde oyalamaniz icin fikir olur belki:-) 
 Bu egitici kartlar Arzu teyzesinden hediye Ruzgar`a. 8-9  aydir gosteriyorum ve simdilerde nerdeyse butun kartlari taniyor, ters cevirme, ve hafiza oyunu seklinde kullaniyoruz.
 Sesnsory-duyusal oyunlarina bir ornek olarak hazirladigim ciftlik temali oyun havuzu.Farkli temalarda uyarlanmis havuzlar da yaptik;  gol,deniz ve santiye gibi..
 Toplarla ve kagit bardak/rulo larla hazirlanip oynanan, renkleri ve buyuk kucuk zitligini ogretmeyi amacladigim bir oyundu..
 Ponponlari ufak bir masayla aktartarma yaptik.kati aktarma ince motor gelisimi ve el goz koordinasyonu icin cok faydali.
 Kuslari beslemek icin kagit havlu rulosuna rcel/bal surerek uzerine bugday doktuk, ve hem eglendik hem de el goz koordinasyonu, ince motor gelisimini desteklerken paylasmayi ogrendik..
 Oyun hamurlarina ikimiz de bayiliyoruz..
 Un ve yag birlesimindenmoon sand(ay kumu) elde edip kis gunu plaji eve getirdik..
 Elektrik bantlariyla otoyol, otopark yapip arabalarimizla oynadik.
Bu da artik mama sandalyesini kucuk gorup, buyukler gibi masaya oturabildiginin ve kendi yemegini yiyebildiginin resmidir..Tabii ki genellikle ben yediriyorum ama onunda kendini besleyebilmesine tesvik ediyorum.
 İkea masa-sandalyesi bizim elimiz ayagimiz..hafif olmasi Ruzgar efendiye kolayca tasima imkani sagliyor..Resim,hamur ve diger etkinlklerimizi ustunde gereklestiriyoruz..


Kapiya gerdigimiz bantlara toplari ilistirdik.buyuk kucuk,renkler, uzanma,yapistirma,altindan gecme gibi seyler ogretilebilir..