6.03.2013

Doğmamış bebeğe ingilizce öğretme azmi..

     Günlerdir,haftalardır her fırsatta araştırdığım,üzerine yerli yabancı makaleler ,yayınlar okuduğum konulardan biri de bebeğime ikinci bir dil olarak ama ana dili kalitesinde İngilizceyi nasıl öğretebileceğim konusu..Bizzat İngilizce öğretmeni olmam tabii ki bana hem akademik hem de doğrudan tecrübeyle sabitlenmiş fikirler sağlamakta ama söz konusu daha doğmamış bebeğim olunca hiçbir adımı atlamadan, en sağlıklı ve doğru zamanda başlamak için fazladan çaba ve özen gösteriyorum..Daha araştırmalarım bitmedi tabii ki ama belli başlı şekiller oluştu kafamda ve bunlarda okuduklarımdan derlemeler..

Öncelikle en elzem soru  bebeğime ingilizce öğretmeye ne zaman başlamalıyım sorusu..

Bilindiği üzere ülkemizde de var olan Gymboree, Helen Doran gibi uluslararası tanınmış 0-5 yaş grubu çocuklara eğitim veren okullarda bebekler için ayrı bir sınıf var.Bu sınıflarda 0 aylıktan itibaren bebeklere aile ve ya bakıcıları ile beraber derse katılmak şartıyla çeşitli yöntemlerle dil öğretiyorlar. Okuduklarıma ve deneyimlerime dayanarak  dil öğretmek ve öğrenmek için ne kadar erken başlanırsa o kadar etkili sonuç alınabilir.Dil öğrenmek bebekler için doğal bir süreç ve eğer doğru bir şekilde yönlendirilirlerse duyduklarını sünger gibi çekeceklerdir. Ben hatta anne karnında da özellikle son trimestrda bebeğimin ingilizceye maruz kalmasını istiyorum ki kulak dolgunluğu taaa ordan başlasın..Bunu savunan bir çok uzmanla aynı fikirdeyim.

Peki bebeğime İngilizceyi nasıl öğretebilirim?

İnsan ilk başta  daha agu gugu bile demeyi bilmeyen,etrafındakilere sizler de kimsiniz,ben nerdeyim,bana ne oldu gibi şaşkın şaşkın bakan zavallı bebeciğe ingilizce öğretmeye çalışmak akıllıca bir fikir mi diye geçiriyo aklından gayri ihtiyari ama cevap EVET.Çocuğum küresel dünyada herkesin,her yerin yakın ve interaktif olduğu bir zamanda dil bariyerine çarpmadan iletişim kurabilsin istiyorsanız benim gibi, elimizden geldiğince ona bu fırsatı sunmalıyız.Peki ama nasıl? Anneler bilir,anne olmayanlar gözlemleyebilir ki bebekler her şekilde herşeyi çabucak öğrenirler.Ama en etkin yöntem hiç şüphesiz dinleme yöntemi..Ne kadar çok kelime duyarsa o kadar çok kelime öğrenir. Tekrar tekrar söylemek şartıyla,yavaş ve açık bir şekilde, günlük hayatın bir parçası gibi aksettirerek bebekler  hedef dili kolaylıkla beyinlerine kazıyacaklardır.Birlikte oyunlar oynarken, onunla birebir sohbet ederken,mama yedirirken,banyo yaptırırken nesnelerle kelimeleri ilişiklendirerek bebeğimizi  ingilizceye aşina yetiştirebiliriz.

Bebekle ingilizce konuşmanın zaman limiti var mı acaba???

Aslında bu soru benim bir çok ebeveynin tercih ettiği OPOL(One parent one language) yani ebeveynlerden birinin anadili,ötekinin ikinci dili konuştuğu yöntemden vazgeçmemi sağladı.Neden mi? Çünkü ben de bir çok anne gibi bebeğimle en samimi yoldan kendi dilimde iletişim kurmayı isteyeceğimden eminim.Bu yöntemi sağlıklı bir şekilde uygulamak için sabır ve disiplinin şart olduğunu düşünüyorum.Belki yabancı bakıcısı bulunan çocuklar için etkili olabilir ama benim gibi etrafta herkes türkçe konuşurken kendim ve çocuğum arasındaki ilişkiyi tamamen ingilizceye hapsedemem.İngilizce öğreteceğim derken çocuğumla ilişkim kopuk olsun istemem mazallah. O halde ben de fırsat buldukça ama bir öğretmen gibi değil,ders çalışıyor gibi asla değil, oyunun bir parçası gibi, mama yedirirken "Uçak geliyooorrr"  "hanimiş oğlumun maması" tarzı tipik anne cümlelerini vb. ingilizceyle de sunmak gibi,banyo zamanı  ingilizce bebek şarkıları söylemek ve yatarken bir gün türkçe birgün ingilizce kısa masallar okumak gibi etkinliklerle kısaca ve bebeği sıkmadan bence pek de güzel bir bebeğe ikinci dil tanıtılabilir.

Ama ya bebeğim iki dili aynı anda alınca afallarsa???

Bu da yi ne pek çok ebeveynin aklını bi hayli kurcalayan sorulardan biri. Ama okuduğum yazılarda ve aynı anda iki dili öğretmeye çalışan ebeveynlerin forumlarda paylaştıkları yorumlarda genellikle bebeklerin ve ya konuşmaya başlayan cocukların çok da zorlanmadıklarını gözlemledim.Lakin aralarda aksini söyleyen ebeveynlerde vardı ama onlar da çocuklarının daha çok konuşulan dili tercih ettiklerini ve ikinciyi bazen reddettiklerini ve bu durumun daha çok anne ana dil baba ikinci dil konuşuyorsa gerçekleştiğini yazmışlar. Bundan şunu çıkartabiliriz: hangi ebeveyn daha çok vakit geçiriyorsa çocukla -ki genellikle bu anne olur- o hedef dili daha çok kullanmalı..Ve tabii yine de biz ne yaparsak yapalım çocukların da doğdukları andan itibaren birer birey olduğunu ve kendi kararlarını kendilerinin verdiğini unutmamak gerekir.Eğer dil bariyeri varsa bir çocuğun ya da en basiti istemiyorsa aileye de pek bişi kalmıyor yapacak..
Anne-baba olarak biz üstümüze düşeni elimizden geldiğince yapmalıyız yine de:D


Bunlar şimdilik paylaşmak istediklerim,aklıma takılan sorular ve kendimce derlemelerim..
Devamı için araştırmaya devam:D

Canım oğluma herşeyin en iyisini diliyorum...



1 yorum: