21.05.2013

Tatlı Telaşlar..

Biraz da güzel şeylerden bahsetmek istedim bir önceki yazımın peşine..Aylar öncesinden bebeğimizin park yatak,araba gibi eksiklerini tamamlamış, halı ve perdesini almış, mobilyalarını da beğenmiş fakat henüz sipariş vermemiştik.Geçen Pazar,sevgili kocacım bu sıkıntılı hastane günlerinin arasında sevdiceğini en çok bunun mutlu edeceğini bildiğinden beraber gidip siparişi verdik..Üç hafta sonra mobilyalarımız geldiğinde odamızı tamamlayıp fotograflarını paylaşmayı hayal ediyorum..Bu oda işleri en heyecanlı ve eğlenceli yanı sanırım hamileliğin..Dürüst olmak gerekirse bebekten çok kendimiz için yapıyoruz gibi..her şey bizim zevkimize göre..Hiç bir zaman bir bebek gözüyle bakmadık..Eşya bakarken hep öyle cicili bicili şeyler istemiyoruz dedik..Sanki bebek odası değilmiş gibi..renkler hep sade,pastel olsun istedik..figürler bebeksi,çizgi film karakterli olmasın dedik..Şöyle bir bakınca kendi çocukluğumuzda sahip olamadığımız odayı yapmaya çalışıyormuşuz gibi..Açıkçası ben kalabalık bir ailede büyüdüğüm için çok uzun zaman kendime ait bir odam olamadı.Sanırım bunun acısını şimdi çıkartıyorum :D..Umarım anne ve babasının aşkla,hevesle,heyecanla yaptığı bu odayı oğlum da sever, için de huzurla,keyifle büyür..Çünkü ben hep o odaya bakarken bebeğimi içinde babasının kucağında sallanır koltukta uyurken, sonra banyo yaptırıp yağlarla masaj yaparken, ona masallar okurken hayal ediyorum..Yanlış anlaşılmasın,büyüyüp tıpış tıpış gezinip,benim itinayla düzenlediğim her şeyi dağıtıp, eli kalem tuttuğunda dolap duvar demeden her yeri çizerken de hayal ediyorum bebeğimi..Ama ister kırsın,ister çizsin, yeter ki yaşadığı alanda mutlu olsun bebeğim..Onu gülerken görmek her türlü kızgınlığı silecektir..Eminim..
Neyse, hala keçe olayına girememiş olmanın verdiği utançla istediğim bazı aksesuarları yapamadığımı belirtmek isterim.Yakınlarda keçe satan bir yer bulup başlasam neler yapacağım ama..
Bu arada deneyimli anneler çocuk odasının olmazsa olmazlarını,ya da gereksiz detaylarını benimle paylaşırlarsa çok mutlu olurum..



Gebelik kolestazı..

Allahım haftalardır hiç durmadan kaşınıyorum ve bu kaşıntı olayı gün geçtikçe can sıkıcı bir hal almaya devam ediyor.İlk kaşıntı başladığında bir gece vaktiydi ve tüm gece kaşınmaktan sabahı zor etmiştim.İlk önce bebeğin büyümesi,şişkinlik vs. yüzünden gerilen cildimin sebep olduğunu sanmıştım bu kaşıntıya..Sonra aklıma  ablamın hamileliği geldi.O da 3 yıl önce Yağmur'a hamile iken 7.aya girdikten sonra kaşınmaya başlamıştı.Peki ama sonra ne olmuştu??O gece nette biraz araştırdıktan sonra sabah olur olmaz ablamı arayıp sordum ve maalesef yanıt pek iç açıcı değildi. 3 ay boyunca doktorların onca test ve tahlil yapmalarına karşın kaşıntısının bir türlü geçmediğini,doktorun önerdiği losyonun da pek işe yaramadığını, taaki doğum yapana kadar kanatırcasına kaşındığını söyledi. İlginçtir o gün kaşıntım aniden kesildi.Bir an ablam gibi kaşınacağımı düşünmüşken kaşıntının yok olması beni çok rahatlatmıştı. Ancak İstanbul'da babaannemin cenazesinden sonra yine kaşınmaya başladım. Bu kaşıntı öyle sıradan bir kaşıntı değil,insanı çıldırtıyor.özellikle avuç içlerim,ayak tabanım ve sonra her yerim sanki altında karıncalar geziyormuş gibi kaşınıyor.soğuk duş,kolonya,losyon vb. hiç bir şey durduramıyor kendilerini..Ankara'ya geldiğimizde ilk muayenede doktoruma bu şikayetimden bahsettim ve O da daha önce de  karaciğer enzimlerimde bir yükseklik olduğunu hatırlayarak bir kan tahlili istedi.Neticede ASP,ALT,ALP(karaciğer,safra enzimleri) değerlerimin hepsi gerekenin çok üstünde çıktı. Derhal Ursofalk adında bir ilaca başladık.Bu ilaçla 4-5 gün içinde kaşıntımın geçebileceğini söyledi ve daha sık görüşmemiz gerektiğini de ekledi. Bu durumu erken teşhis ettiğimiz için şanslı olduğumuzu, ilaç ve yakın takiple önlem alabileceğimizi belirtti.İlaca başladıktan hemen sonra,yani ertesi gün sabahı kendimi hiç iyi hissetmiyordum.halsiz,iştahsız ve güçlü bir mide yanmasıyla yataktan çıkmadım uzun bir süre.Sonrasında tansiyonumun yükseldiğini fark edince kendime limonata yaptım ama yarım saate kalmadan kusmaya başladım.Akabinde acile gittik,serum taktılar ve doktor demeye bin şahit isteyen başka bir kadın doğumcu beni korkuttu..Neymiş; hemen bir kadın kadın doğum hastanesine gitmeliymişim,orada beni yatırırlarmış,bebeği de beni de yakından takip ederlermiş,çünkü değerlerim çok yüksekmiş,habire acile gelmek akıllıca değilmiş,falan da filan.Yaa doktor dediğin böyle  insanı korkutur mu? hele de hasta 7 buçuk aylık hamile ise..Kendi doktorumu aradım da moralimi düzeltip,eve gitmemi söyledi sağolsun. Lakin bu hafta da dahiliye uzmanına görünmem gerekti ve o da Gastroentolojiye sevk etti..İstedikleri benim hastane köşelerinde sürünmem galiba..tek yaptıkları moral bozup ordan oraya sevk etmek..İnat ettim, Kendi kadın doğumcumdan başkasına doğum yapana kadar gitmeyeceğim..O eğer ille de git derse o ayrı tabii..
Evet,itiraf ediyorum, çok korktum,hala daha bebeğim için endişeleniyorum..Ama bu kaşıntının beni hastanelerde  yatırmasına, bekleme salonlarında süründürmesine, denek gibi kullandırtmasına izin vermeyeceğem. Hele bir oğlumu sağlıkla kucağıma alayım sonra istedikleri gibi doalnırım hastane hastane..Neyse yarın  ilaca başlayalı 5 gün olmuş olacak..kaşıntılarım ilaca rağmen devam ediyor, ara sıra bulantı ve karın ağrısı,iştahsızlık da henüz gitmedi.Yarınki kan tahlillerim inşallah daha iyi çıkar da daha rahat nefes alabilirim..
Aşağıda Prof.Dr. Ümit Özekici'nin http://www.umitozekici.com.tr adlı kendi web sitesinden Gebelik Kolestazı ile ilgili yazısını paylaşıyorum.Konuyu merak edenlere yardımcı olur umarım.

Ve lütfen hamile iseniz,kaşınıyorsanız bunu hafife almayın ve mutlaka doktorunuza söyleyin..


Gebelik kolestazı

Kolestaz, gebeliğin son dönemlerinde ortaya çıkan, özellikle el ve ayaklarda dayanılmaz kaşıntıya neden olan bir hastalıktır. Kelime anlamına bakılacak olursa, karaciğerden, safra salgısının bloke olmasından kaynaklanır.
Yoğun kaşıntı hissi dışında, kolestaz anne açısından çok az probleme neden olurken bebek için tehlike arzeder ve genellikle mümkün olduğunca erken doğum önerilir.
Gebelik Kolestazı Belirtiler:
Yoğun kaşıntı. El ayası ve ayak tabanında hissedilir. Genelde son trimesterde başlar ve gebe açısından dayanılmaz boyutlara ulaşabilir.
Koyu renkli idrar.
Açık renkli dışkı.
Gözlerin ya da derinin sarı renkte olması.
Gebelik Kolestazı Nedenleri:
Gebelik kolesteazının nedeni aydınlatılabilmiş değildir, ancak bu durumun gebelik hormonlarınca tetiklendiği düşünülmektedir. Safra karaciğer tarafından üretilir ve safra kesesinde depolanır. Gebelik hormonlarının tekisi ile safra kesesinin fonksiyonlarında yavaşlama olabilir.
Risk faktörleri:
Gebelik kolestazının görülme oranı %1 ila %15 arasında değişmektedir. Bilinmeyen nedenlerle, en sık görüldüğü yerler ve zamanlar Şili ve İskandinav ülkelerinin soğuk aylarıdır.
Diğer belirlenen risk faktörleri:
Ailede ya da bir önceki gebelikte gebelik kolestazı öyküsünün varlığı.
Karaciğer hasarı olması.
İkiz gebelik.
Tüp bebek yötemi ile gebe kalmış olmak.
Komplikasyonlar:
Gebelik kolestazı geçici bir süreliğine yağda eriyen vitaminlerin emilimini önler. Ancak kalıcı bir karaciğer hasarı yapmaz. Neden olduğu kaşıntı da doğumu takiben birkaç gün içerisinde geçer.
Öte yandan, gebelik kolestazı bebekte preterm doğum ve mekonyumlu doğum gibi ciddi durumları tetikleyebilir. Mekonyumlu doğumdan kasıt, bebeğin henüz anne karnında iken dışkısını yapmasıdır. Bu materyalin bebek tarafından yutulması, yenidoğan döneminde bebekte ciddi sıkıntılar yaratır.
Testler ve Tanı:
Medikal geçmişiniz sorgulanır.
Tam bir fizik muayeneniz yapılır.
Bazı kan testleri ile karaciğerin durumu ve kanda dolaşan safra miktarı hakkında fikir edinilir.
Ultrason ile annede karaciğer anormallikleri taranır.
Tedavi:
Tedavinin iki amacı: Kaşıntıyı rahatlatmak ve komplikasyonları önlemektir.
Kaşıntının rahatlatılması amacıyla ursodeoksikolik asit kullanılır. Kaşıntı giderici, steroid içeren kremlerin kullanılması da yardımcı olur.
Komplikasyonlar açısındansa hasta düzenli kan testleri ile takip edilir. Bebeğin iyilik hali ultrason ve biyofizik profiline bakılarak değerlendirilir.

Tüm bu önlemler alındıktan sonra, doğum mümkün olan en kısa sürede planlanır.



18.05.2013

Karmaşık haller..:(

Yazmayalı sadece 1 hafta olmasına rağmen ne kadar da çok konu birikmiş.. Babaannemin ölümü,anneler günü,ayağımı burkmam,uyuz gibi kaşınmaya başlamam ve kolestaz teşhisi..
Bir önceki yazımda babaannemin rahatsız olduğundan ve ona bir şey olmadan son kez görmek istediğimden bahsetmiştim.Maalesef onu son kez dünya gözüyle görmek,hamile iken görüşebilmek nasip olmadı.Gittiğimiz günün gecesi ölüm haberini aldık..Yaşını başını almış,85 ine merdiven dayamış,ele avuca düşmemiş,kimseye yük olmamış,duaları ve gülen yüzü,neşesi ile anılacak olması benim üzüntümü bir nebze hafifletiyor olsa da canım babam için pek kolay atlatamayacağı bir travmaya dönüştü annesini yitirmek..Benim babam çok soğuk kanlı,güçlü bir adamdır nihayetinde ama onu ilk kez bu kadar üzgün,perişan görmek babaannemden çok babam için endişelenmeme sebep oldu..Biliyorum,ne yaşta olursanız olun ya da anneniz ne kadar yaşlı olursa olsun acısı aynı acı olacaktır.Bu sebeple ki en büyük dileğim Rabbim babamın bu durumu en kısa zamanda kabullenip atlatmasına yardım etsin.Ve canım babaannem olduğu yerde nur içinde yatsın..

İstanbul'da olduğum süre içinde çok yoruldum..hem ruhen hem bedenen..Aslında çoğunlukla uzanır vaziyetteydim ve hiç bir koşuşturmacaya beni sokmadılar,lakin yolculuk nedeniyle iyice şişmiş vücudum, stres sebebiyle inip çıkan tansiyonum, cenaze günü düşüp ayak bileğimde kas zedelenmesi yaşamam-ki çok şükür bebeğime bir şey olmadı- ve üstüne bitmek bilmeyen kaşıntılarım..Her şeyin kısa bir zaman diliminde olması, babamı,annemi üzgün görmek,babaannemsiz bir anneler gününü buruk yaşamak,bütün bunlar yetmezmiş gibi patavatsız insanların cenazede bile "ayy ne kadar şişmişsin,ayy karnın ne kadar büyümüş, yüzüne hamilelik sisi çökmüş vs." gibi yorumlarla var olan son moralimi de bozmaları beni oldukça yordu. Ama bu zaman da bile yüzümü güldürecek şeyler olmadı değil..Ayağımı burkmam sebebiyle gittiğimiz poliklinikte orada çalışan sevgili arkadaşım Fatoş sayesinde oğlumuzu görme fırsatı bulduk.Hem de yine detaylı-renkli ultrasonla. Ankara'daki detaylı USGde yüzünü göstermeyen oğlum sanki bana moral olsun diye poz verdi bu sefer.Böylece bu anneler gününde alabileceğim en güzel hediyeyi bana arkadaşım Fatoş vermiş oldu. Bunun yanı sıra güzel yiğenlerime de doymuş oldum İstanbul'da iken.Hep beraber annemlerde kaldığımız için beraber bir hafta geçirmiş olduk.Tabii bunun çok daha farklı bir atmosferde olmasını tercih ederdim..

Gelelim kaşıntı mevzusuna.Kesinlikle yok böyle bir kaşıntı..Sanki derimin altında karıncalar geziyor.Sanki yıllarca yıkanmadım da uyuz oldum..Sanki kaşıya kaşıya parçalasam cildimi rahat edeceğim..Allah kimselere yaşatmasın..Aynı durum ablamın  hamileliklerinde de son aylarda olmuştu.O da uyuz gibi kaşınıp,kaşınmaktan derisini kanatır hale gelmişti.Ama onunkinin sebebini bulamamışlardı bir türlü. Ankara'ya döner dönmez doktor randevumda belirttim bu şikayetimi ve doktorumuz da bunun ciddiye alınması gereken bir şey olduğunu söyleyip kan tahlili istedi.maalesef sonuçlar pek de iç açıcı değildi.Karaciğer enzimlerim olması gerekenin çok çok üstünde çıktı.Buna eşlik eden ödem,idrarda koyulaşma ve en önemlisi el ve ayaklar başta olmak üzere tüm vücutta döküntüsüz kaşınma olması Gebelik Kolestazı denilen hastalığa işaret etti. Selçuk Bey hemen bir ilaç yazdı değerleri normale düşürüp kaşıntıyı durdurmak için ama yine de riskli gebelik durumuna girdiğimi,her hafta kan tahlilini yinelemem gerektiğini,ve daha sık görüşeceğimizi de söyledi.Bu hastalığı kaşıntılarım ilk başladığında sebebini  internette araştırırken görüp hakkında bir kaç yazı okumuştum.Kısaca karaciğerde safra salgısının bloke olması ve kanda safra değerlerinin yükselmesi seklinde açıklanan bu rahatsızlık,tamamen gebeliğe özgü,sebebi tam bilinmeyen, son aylarda kaşıntı ile kendini gösteren ve anneden çok bebek için risk taşıdığından ciddiye alınması gerekiyormuş.Detaylı bir şekilde başka bir iletide paylaşacağım.
Yani, anlayacağınız şu aralar moralim bir hayli bozuk.Allah tüm anne adaylarının bebeklerini sorunsuz bir şekilde,zamanında,sağlıkla  kucaklarına almasını nasip etsin..Lütfen siz de dualarınızı eksik etmeyin..

Oğlum..Seni var olduğunu öğrendiğim ilk andan beri büyük bir aşkla seviyorum.Beni hiç bir zaman bırakma.. Sağlıkla,huzurla gel kollarıma..


7.05.2013

Metanet..(30.hafta)


Bugünlerde ben ve etrafımdakilerin en çok ihtiyacı olan şey..Metanet..Dayanma ve sabretme gücü..Çok şükür doğuma son 10 hafta kala bebeğimle ilgili sıkıntılı bir durum yok,ancak yakın çevremde ölüm ve hastalık haberleri oldukça sıklaştı bu sıralar..Yakın arkadaşlarımdan birinin annesinin beklenmedik bir zaman ve şekilde-trafik kazasında- hayatını yitirmesi,akabinde İstanbul'da babaannemin birden bire fenalaşıp 2 haftadır hastanelerde serum, diyaliz,oksijen vs. tüplerine bağlı yaşıyor olması..En kötüsü de ben hamile olduğum için canım arkadaşımın bu en zor günlerinde bedenen yanında olamıyorum. Ona sarılıp acısını,üzüntüsünü paylaşamıyorum..Eşim ve yakınlarımız cenaze evine gitmemin,o ortamda bulunmamın bebeğime zararı olabileceğinden endişelenip gitmemi istemiyorlar. Malum, doğal olarak herkesin içine en korundan ateş düşmüş vaziyette..Anneyi yitirmek ne kadar zordur tahmin bile edemiyorum..Rabbim geride kalanların her birine metanet,dayanma gücü versin diye dua etmekten başka da elimden bir şey gelmiyor.Öte yandan Ankara'da gurbette olduğumu, ve üzerine onca şiir,kitap,türkü yazılmış bu 'gurbet' olgusunun ölüm,hastalık gibi durumlarda insanı ne de çaresiz bıraktığını iyice anladım bu günlerde..elinde büyüdüğüm,duaları hiç bir zaman üzerimizden eksik olmayan, ailemin en büyük,en yaşlı çınarının apansızın amansız  hastalıklara yakalanıp,ümitsizce hastanelerde yattığını bilmek ve yanında olamamak..İşte bu imiş gurbet..Bir yandan babaannem için üzülüyor,bir yandan onun iyi olması için çabalayan,çırpınan ailem-özellikle de babam-için endişeleniyor, diğer yandan da hem babaanneme bir şey olmadan onu görmek,belki de son kez sarılıp öpmek istiyor hem de tüm bu üzüntü ve stresin bebeğime zarar vermemesi için dua ediyorum..Anlayacağınız günlerdir aklım,ruhum hep karışık,tedirgin ve hüzünlü..
Biliyorum ki ne gidenler geri gelecek ne de geride kalanlar tez zamanda iyileşebilecek..Ve gönülden inanıyorum ki Rabbim kuluna bir acı veriyorsa mutlaka dayanacak gücü ve sabrı da verecektir beraberinde..
Yarın inşallah İstanbul'a gideceğimiz için bir süre yazamayacağım bloga..Dilerim babaannemi sağken görme, sarılma imkanım olur..Dilerim beni hamile iken görebilir..Ve dilerim tüm bu üzüntülü ve stresli zamanları oğlumla sapasağlam atlatabiliriz..
Herkesin duasına ihtiyacımız var..Lütfen iyi dileklerinizi esirgemeyin..