23.08.2014

Rüzgar 1 yaşında..Cirque du Rüzgar..

Oğlumla dolu dolu bir yılı bitirdik..Her günü, her anı yepyeni bir deneyimdi üçümüz içinde..Ben 'anne', Soner 'baba' ve Rüzgar 'da 'dünyalı' olmuştu artık..Acemilik dönemimizi öyle yada böyle bitirdik çok şükür..Şimdi 3 ümüz de daha rahatız..  Eee bu muhteşem ilk yılı kendimizce en iyi şekilde kutlamalıyız dedim ve ailenin organizasyonlardan sorumlu  kişisi olarak sıvadım kolları..Önce yakın eş dostla kutlayacağımız bir parti olmasına karar verdik.28 Haziran ramazanın ilk gününe rast geldiği için bir gün önceye aldık parti gününü.. Mekan da evimiz olacaktı..Her şeyin bir teması olmasını seven ben, partimizin sirk temalı olmasını uygun görüp başladım gerekli hazırlıkları yapmaya..Öyle aylar öncesinden falan başlamadım, son bir haftaya sıkıştırdım tüm hazırlıkları.Tüm her şeyi ellerimle yaparak,oğlumun ilk yaş partisini alın terimle düzenlemeye kararlıydım. Sirk temalı baskı işlerini evde bizzat hazırlayıp, tek tek çıktı alıp, kes-yapıştır yaparak başladım önce..Sonra Diş Partisinden deneyimli olduğum şeker hamurlu kurabiyelerimizi yaptık canım dostum Nur'la..Sirk çadırı şeklinde anı çerçevesini Sevgili kocam hünerli elleriyle yaptı.(tasarım bana ait :) )Cupcakelerim -kendim yaptım diye demiyorum- harika oldular hem görsel hem de tat olarak:) Tatlı,tuzlu kurabiyeler,börekler,salatalar hep sağ olsunlar arkadaşlarımın emekleriyle yapıldı..Ama en önemlisi doğum günü pastalarımızı yine Nur'umla beraber sıcak havaya inat başarıyla yaptık. Şeker hamuru ile çalışmak sıcak havada çok daha zormuş,öğrendik..Aksilik de olmadı değil tabii..Oğlum için hazırladığım video teknik arızalara takıldı maalesef..Biz de slayt şeklinde izlemek zorunda kaldık..Akşam geç saatlere kadar eş dost, çoluk çocuk yedik içtik eğlendik.. Rüzgar efendi de akşam boyunca şaşkın şaşkın ama halinden memnun takıldı henüz idrak edemediği ilk partisinde..


Oğluma..

Daha dün gibi hatırlıyorum senin varlığını öğrendiğim anı..Düğüm gibi bişeydi boğazıma takılan, kalbimin hızlıca atması,korku,panik,heyecan,mutluluk ve daha bir çok duygunun aynı anda ruhuma,kalbime,beynime saldırması gibi bir şey.. içimde bir yerlerde filizlenen bir tohumdun..hiç bilmediğim,hissetmediğim yepyeni bir duygu,hakkıyla taşıyabilecek miyim diye kendime sormaya çekindiğim yeni bir kimlik,yeni bir sorumluluktun..O kadar ağırdın ki bedenime o an, korkudan mı sevinçten mi ağladım varlığını öğrendiğimde bilmiyordum..Ama bir o kadar da hafiflemişti ruhum..kanatlanmış uçuyordum sanki bebeğim olacağını düşündükçe.. Yepyeni bir dönem başlamıştı o günden sonra.Artık yalnız değildim onca yıl tek başına sığdığım bedenimde..Daha bir özenmeliydim yediğime içtiğime..Hormonların gücünü iyice anlamıştım artık..dinlediğim müzik, yaptığım hareket,kaldırdığım poşet bile ayrı bir anlam kazanmıştı sayende..bambaşka bir gözlükle bakar olmuştum dünyaya..kimi zaman pembe,kimi zaman bulanık,kimi zaman camsız bir gözlüktün sen taktığım tam 35 hafta boyunca..Büyüdün..Gelmek için sabırsızlandın ve adın gibi aniden esiverdin..O gün anlamıştım bana tüm ezberlerimi bozduracağını..Tüm koşullara inat doğduğunda,sesin duyduğum en özel melodiydi.. o ilk göz göze,yanak yanağa geldiğimizde hissetmiştim koşulsuz şartsız, seve isteye müebbet bir aşka mühürlendiğimi.. O an artık ben 26 yıldır tanıdığım bildiğim Pınar değil, seninle yeniden doğmuş yepyeni bir isimdim..Artık anneydim..Rüzgarın annesi..Bundan sonra anlayacaktım annemin 'anne olunca anlarsın' dediği her şeyi..O an iyi ki doğmuşum dedim..İyi ki doğurmuştu annem beni..Seni yoksa nasıl tanıyabilirdim ki..Ve şimdi en büyük dileğim ömrün boyunca hep "iyi ki doğmuşum" diyebilmen..Doğmak sadece bir kez olan bir şey değildir oğlum. İnsan gerçekten mutlu olduğunda, bazen dibe vurduğunda, bazen kısacık bir anda, sevdiğinde, aşık olduğunda, ürettiğinde, emek verdiğinde, alın terinde, her güldüğünde ve güldürdüğünde,ağladığında, anladığında,dinlediğinde, farkında olarak yaptığı her  şeyde yeniden doğabilir Oğlum.. Yeter ki sen aldığın nefesin kıymetini bil, onu her alışında hisset bedeninde gezen yepyeni yaşamı..Bu hayat senin..Onu hakkıyla,gönlünce yaşamanı dilerim..

Seni çok seviyoruz oğlum..


Rüzgar büyüyor..

Yine uzunca bir aradan sonra klavye başında olmaktan gurur duyarım..Rüzgar büyüdükçe rahatlarım,kendime ve bloga daha çok vakit ayırabilirim diye hayal kurarken, kazın ayağının hiç de öyle olmadığını fark ettim. Sandığımın aksine o büyüdükçe bana olan yapışkanlığı ve ihtiyacı daha da artıyormuş..Bildiğiniz yaka iğnesi gibi bişi oldu Rüzgar efendi. E malum ailelerden uzak olunca kısa süreliğine bile bırakamıyorsun bebeğini kimseye..hal böyle olunca da beyefendinin uyku saatleri benim için kitap demek,araştır-öğren,blog oku-yaz, yemek-iş yap, film izle,kendine ve eşine zaman ayır,beyefendinin yoğurdunu,kurabiyesini,peynirini,böreğini yap demek.bilmezdim öğlen iki saatin bu kadar değerli olduğunu, inanmazdım akşam 21.30 da enerjimin bebeğimle birlikte bitebileceğine, yorgunluktan 23.00 olmadan devrilebileceğime.. Ama çok şükür şikayetçi değilim halimden,yeter ki sağlığımız yerinde olsun değil mi anacıııımmm.::DDD

Yazmadığım süre zarfında büyüdü tabii Rüzgar oğlan..Şimdi  teknik olarak 14 aylık,teorik olarak 13 aylık bir sıpa kendisi. (5 hafta erken doğduğundan 36 aya kadar 1 ay küçük farz ediliyormuş tıbben..Doktor kontrollerinde "düzeltilmiş ay " diye bir tabir kullanılıyor ve gelişimi bu aya göre takip ediliyor) Çok şükür ilk yaşını hem fiziksel gelişim hem de ince-kaba motor gelişimi olarak gayet iyi tamamladı.İlk yaş doğum gününden sonra her şey daha hızlı oluyor sanki..Zaman daha hızlı akıyor,Rüzgar her gün yeni bir numara öğreniyor, dün daha sağına dönemezken bugün yürüdü yürüyecek bebeğim..Aramızdaki sözlü-sözsüz  iletişim daha akıcı, yavaş yavaş monologtan diyaloga geçişler olmaya başladı..Tabii sadece ikimizin anlayabileceği bir diyalog:)  Oynadığımız oyunlar daha eğlenceli.. Uyku süresi daha düzenli. Hala çok iştahlı sayılmasa da yemek saatleri eskisi gibi işkence değil. Mutlaka bunda benim daha rahat,sakin olmam etkilidir diye düşünüyorum. Ben uzmanların dediği gibi sadece ne ve ne zaman yiyeceğine karar veriyorum,o da ne kadar yiyeceğine.Böylece ikimizde sınırlarımızı bildiğimiz ve kabullendiğimiz için bazen 1 kaşıkla, bazen bir kaseyle; ama huzurlu bitiriyoruz yeme ritüelini..Diğer yol ikimiz için de yıpratıcıydı..Hala tam gaz emzirmeye devam ediyorum. Sütten iştah durumuna göre doktora danışarak kesmeyi düşünüyorum..Ama daha bir kaç ay böyle devam..
Bu arada 10 ay 9 günlükken Rüzgar kendi kendine ilk adımlarını atmıştı..bir kaç haftaya kalmaz yürür derken maalesef amcasının evinde bazadan düştü, ve o gün bugündür hala tek başına yürümüyor. Aslında yürümüyor demek yanlış olur, zira bana doğru yürüyerek koca salonu ya da koridoru manevra bile yaparak geziyor ama sadece biz bıraktığımızda ve hadi gel oğlum dediğimizde..yani kendisi ben kalkıp yürüyeyim demiyor henüz..Psikolojik olarak hazır hissetmiyor anlaşılan..Olsun,hiç önemli değil,erken yürüyene madalya takmıyorlar,ki zaten yürüme becerisi ziyadesiyle iyi olduğu için endişelenmiyorum..Fakat eşin dostun hala mı yürümedi demesinden bıkmadım da değil.."Tembel,korkak" gibi etiketler iliştirmeye çalışmalarından da ayrıca sıkıldım..Bu arada çocuklar 12-15 aylar arasında yürürlermiş, öncesinde yürüyenler erken yürümüş oluyor,yani hala geç yürüdü denemez Rüzgar için..

Şu an üstte 2 tam 1 yeni patlamış 3 diş ve altta 3 olmak üzere 6 dişi var paşamın.Üstteki 4. diş de yolda..Diş kolyemiz sağ olsun azıcık huysuzlukla atlatıyoruz diş çıkarma sancılarını..Kolyeyi takmadığımda hemen salyaları akı veriyor ve taktığımda birden duruyor..Çok ilginç..Taşların gücü bu olsa gerek..

Bu arada dans etmeye bayılıyor, cep telefonunu getirip bize verip, müzik açalım diye oynamaya başlıyor..Hatta rende yaparken çıkan seste ve ezan sesinde bile oynuyor. Hiç yabancılık çekmeden herkese gidiyor ve sarılıyor..İstediği şeyler için elimizden tutup götürüyor.Elektronik eşyalar,düğmeler,anahtar-prizler ciddi anlamda ilgisini çekiyor. Dışarıdan eve gelmek istemiyor..Halkaları,sekilleri çok güzel diziyor,küpleri kovaları üst üste ve iç içe koyabiliyor-ama yıkmaya daha çok bayılıyor-küvette oynamaktan zevk alıyor,telefonu kulağına koyup alo yapıyor..Anne, baba, gel, al, ver, aba(abla-abi demek),bu(su) söyleyebildiği kelimeler..

Yazmadığım süre içinde ilk kez uçağa bindi ve ilk kez denize girdi Rüzgar..


Neyse, seni çok ama çok seviyorum oğlum..İyi ki doğurmuşum seni,iyi ki Rabbim seni bize nasip etmiş ve iyi ki bizi seçmişsin oğlumm..